YAPAY ZEKA MI? GERÇEK ZEKA MI?
Uzun zamandır ortada bir zeka lafı dolaşıyor ve bu zeka, çağımızda “yapay” olarak nitelendiriliyor. Öyleyse bu yapay olan zeka kime ait? Biz insanlara ait olabilir mi? Sahiden bize ait bir şey ise neden doğal veya gerçek demeyelim ya da zaten kendi zekamızın bir uzantısı değil mi bu?
İnsanoğlunun kendi eliyle harmanlanarak çıkan bu makine, önce insanı kendine hayran bırakıyor, sonra kendi aklına yabancılaştırıyor. Gitgide bu makineler insana benzemeye başlıyor, benzetiliyor ve insanı aşacağı söyleniyor. Haksız mıyım? Doğal haliyle bu durum insanlar için bir belirsizlik, endişe yaratıyor. İnsana benzetilmeleri doğal çünkü ne kadar başarılı olduklarının ölçüsü elbetteki insan; insana ne kadar benziyorsa, insandan ne kadar ayırt edilemezse o kadar zeki, yetenekli, bilgili bir makinedir bu.
1956’da ilk defa ortaya atılan yapay zeka terimi, yapay zekaya yönelik çalışmalar, problem çözme ve sembolik yöntemler gibi konular ile ilişkiliydi. Son dönemlerde ise makine öğrenmesi ile gelişen yapay zeka günümüzde konuşmayı, görüntüleri ve verileri tanıma, tahminlerde bulunma gibi işlemleri yerine getirebilmesini sağlayan derin öğrenme ile gelişmeye devam etmektedir. Yapay zekanın alt dallarına değinecek olursak birçok alt dalı kapsayan geniş bir alana fener tutarak hızlıca açılmaktadır.
Makine Öğrenmesi: Verilerden öğrenen ve deneyimlerini kullanarak performansını arttıran algoritmaları içerir. Makine öğrenmesi, bu alanın en yaygın kullanılan alt dalıdır.
Derin Öğrenme: Makine öğrenmesinin bir alt dalı olan derin öğrenme, insan beyninin çalışma prensibini taklit eden yapay sinir ağlarını kullanır. Büyük veri setleriyle çalışarak karmaşık örüntüleri tanıyabilir.
Doğal Dil İşleme: İnsan dilini anlama, yorumlama ve üretme yeteneğine sahip sistemleri içerir. Chatbotlar ve çeviri uygulamaları bu alanın örnekleridir.
Bilgisayarlı Görü: Görüntüleri ve videoları analiz ederek anlamlı bilgiler çıkaran sistemleri kapsar. Yüz tanıma ve nesne tespiti gibi uygulamaları vardır.
Robotik: Fiziksel dünyada hareket eden ve görevler gerçekleştiren akıllı makinelerin tasarımı ve kontrolünü içerir.
Uzman Sistemler: Belirli bir alanda uzman bilgisini taklit eden ve karar verme süreçlerinde yardımcı olan sistemlerdir.
Dil işleme modeli, insanın dile dair pek çok becerilerini hedef alıp başarıyla meydana seriyor. Bu model aklımıza gelebilecek her türlü edebi metinler yazabiliyor, hiç çekinmeden felsefi tartışmalar yapabiliyor, matematik problemlerini ustalıkla çözüyor, tüm dilleri kusursuzca biliyor, sorduğumuz her şeyi cevaplıyor, cevaplamakla kalmıyor bir de bizimle hayrete düşürecek şekilde akıcı bir şekilde muhabbet ediyor…
Bizi yeryüzündeki canlılardan farklı kılan dili kullanma becerimizi ne yazık ki bu makine de yerine getiriyor… Bizi yücelten, ilmek ilmek emek vererek hazırlamış olduğumuz eserlerimizi, ürünlerimizi alıp yeni şekillerde sentezleyen bu makinenin bilmeden ortaya serdiği şey, tüm o eserlerimizin, dile dair yeteneklerimizin, sandığımız kadar sonsuz, erişilmez olmadığı; aslında hepsinin ölçülebilir, indirgenebilir şeyler olduğu, hepsinin çözümlenebilir, sayılara çevrilebilir basitlikte olduğu belki de… Akıl ermez dediğimiz bir şey kalmadı, yapay zeka her şeyi ölçüp biçiyor, biliyor, yeni şeyler de söylüyor. Bize yapacak ne kalıyor?
Sonuç olarak, yapay zeka teknolojilerinin yakın gelecekte nasıl şekilleneceği ve hangi yeniliklere yol açacağı ise büyük bir merak konusu iken, yapay zeka insanların sahip olduğu zekayı taklit edebilir ama asla onun kalbini ve duygusal derinliğini kopyalayamaz.
Seher AHMET