ASKER YOLU GÖZLEMEK
Gelenek ve göreneklerimiz, toplum olarak gösterdiğimiz davranış kalıplarımızdır. Bunlar, bizim milletimiz için önemli olan değer yargılarımızdır ve kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılması gerekmektedir. Batı Trakya Türkleri gelenek ve göreneklerine olan bağlılıkları ile bilinir, bölge bölge küçük farklılıklar olsa da hepsi de kültürümüzün ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak bazı gelenek ve göreneklerimiz çoğu yerde aynıdır. Asker uğurlama geleneği, bayramda el öpme, iftar davetleri, hasta ziyaretleri, bebek mevlüdleri bunlara örnek olarak verilebilir.
Ova bölgesinde asker uğurlama ve askerden dönen genci karşılama esnasında yapılan ritüeller, halk arasında geleneğin canlı bir şekilde yaşatıldığını göstermektedir. Batı Trakya halkı arasında askerlik görevi, vatan borcu olarak nitelendirilmekte olup evlenmeden önce mutlaka askerliğini yapmış olmak gerekir. Askere gidecek gençler ilk olarak akraba ziyaretleri ile asker uğurlama geleneğini başlatmış olur. Ardından akrabalar, kendilerini ziyarete gelen gençlere yöresel yemekleri büyük bir gurur ile hazırlar, bu ziyaretler bir hafta boyunca devam eder. Asker, baba ocağına veda etmeden bir gün önce komşularını gezer ve hangi haneye girerse önce ellerini öper, helallik, hayır duası alır ardından ona (para, havlu, çorap) hediyeler verilir.
Askere gidecek olan gencin aile büyüklerinden eğer dedesi hayatta ise bir türbe ziyareti gerçekleştirir. Aile büyüğü, yanına demir para alır ve almış olduğu demir parayı türbeye bırakır, değiş tokuş yaparak yine aynı miktarda demir para alır, asker evine getirir. Ardından askere gidecek gencin annesi türbeye geri iade etmek üzere demir parayı bir mendilin içine sarar ve vatani borcunu bitirene dek oğlunun çantasında saklaması için telkinlerde bulunur. Bu yapılan eylemler, askeri kötülüklerden koruyacağına inanıldığı için yapılır. Ertesi gün askere gidecek genç evden çıkmadan önce banyoya girer ve hazırlanmaya başlar, annesi de askere gidecek oğlunun fanilasını su ile yıkamaya başlar. Önce fanilanın boyun kısmına 3 defa avucu ile su döker sonra sağ ve sol kolunun altına da 3 defa su dökerek nemli bir şekilde poşetin içine koyar ve kapı arkasına asılır.
Ayrılık vakti gelir çatar, asker kutsal görevine uğurlanırken dedesinin, babasının, annesinin, kardeşlerinin, akrabalarının ve komşularının ellerini öper, Allah’a ısmarladık der. Asker sağ ayağını atarak arabaya biner, sağ ayağı ile basmış olduğu topraktan bir kısım alınır, fanilası ile birlikte iki farklı poşet içerisinde kapının arkasına asılır. Otogara veya tren garına gitmeden evvel asker, evden dualarla uğurlanırken arkasından su dökülür. Su gibi aziz olması için ve suyun kutsallığına da inanılır. Tren garına uğurlamaya gelenler ailesinin yanı sıra genellikle arkadaşları ve eğer varsa sevdiceğidir…Trenin düdük sesi çalmasıyla birlikte asker mendile sarılmış olan çerez, şeker ve demir parayı pencereden onu uğurlamaya gelenlere doğru atar, kim tutarsa onu alır.
Tren hareket etmeye başlayınca oraya gelen kalabalık, kimi gururla kimi de hüzünle el sallar, tren uzaklaştıkça insanlar da yavaş yavaş silinmeye başlar. Vuslatta başlar… Asker anasının yaşlıdır gözü, hüzünlüdür gönlü, boynunu büker keder ama oğluyla da iftihar eder, bu yaşa geldi de oğlum vatan borcunu ödemeye gitti der. Oğlu sağ salim birliğine teslim olunca bir haber bekler, askerini özler ve yolunu yaşlı gözlerle bekler. Günler geceleri, geceler de günleri kovalar, gözü televizyonda kulağı hep telefondadır. Halini hatrını sormaya gelen yakınlarına bir gün olacak oğlum gelecek, işte benim de o gün yüzüm gülecek der asker anası…
Asker, terhis olup baba ocağına döndüğü gün onu büyük bir kalabalık heyecan ve özlemle bahçede beklemektedir. Asker arabası korna çalarak baba ocağının önüne gelir. Asker içindeyken kurban kesilir, ardından sağ ayağı ile arabadan iner fakat inmeden önce odasının kapı arkasında saklı ve asılı duran poşeti kim oraya astıysa yine o kişi getirir. Poşetin içindeki toprağı döker ve asker ona basar, aile büyüklerinin ellerini öperek evine girer. Ateşler yakılır, kazanlarda asker pilavı pişer… Asker pilavı baklava ve ayran ile birlikte tüm köye dağıtılır. O gün komşuda pişen pilav tüm köye şerefi ile düşer. Biraz zaman geçtikten sonra komşular hayırlı olsuna gelir ve bol cevizli baklava yerler. Tatlı yiyelim hep tatlı konuşalım derler ve iyi dileklerde bulunurlar…
Bir milletin dünya üzerinde var olabilmesi için savaşçılığının yanı sıra dil, din, tarih, kültür değerlerine sahip çıkması gerekir. Vatanını ve milletini en zor şartlar altında bile koruyan, milletinin refahını canından öte tutan tüm askerlerimize minnettarız.