EĞİTİMLE GELEN AİDİYET DUYGUSU
Eğitim, bir çocuğun gözlerindeki merakla başlar; bir soruyla, bir hayalle, bir öğretmenin içten gülümsemesiyle şekillenir; öğretim olur.
Bilgi öğretmek elbette kıymetlidir, ama eğitim dediğimiz şey yalnızca sayfalar dolusu bilgi değildir. Bireyin kendini tanıma, hayata tutunma ve bir yere ait olduğunu hissetme sürecidir. Bu nedenle eğitim, sadece aklı değil, duyguları da beslemelidir.
Aidiyet duygusu işte tam burada başlar. Bir çocuğun sabah uyandığında severek gittiği birokul, isminin söylenmesindeki sıcaklık, bir arkadaşının dudağındaki gülümseme… Bunların hepsi, “Ben buraya aitim” diyebilmesini sağlar. Özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde ait olma duygusu, bir çocuğun kimliğini belirlemesine yardımcı olur. Kendini bir yere ait hisseden bir çocuk; öğrenmeye daha açık olur, cesurca hayaller kurar, kendine daha çok inanır ve çevresine daha çok güvenir.
Sınıflar sadece dört duvardan ibaret ve kitaplardaki bilgilerin çocuklara aktarıldığı alanlar değildir. Orada paylaşılan her şey çocukların iç dünyasında derin izler bırakır. Eğe bu izler güvenle, sevgiyle doluysa; o çocuk sadece iyi bir öğrenci değil, güçlü bir birey olarak da yetişir.
Aidiyet duygusunun olmadığı bir ortamda çocukyalnızlaşır. Dersler yabancılaşır, öğretmenler uzaklaşır, arkadaşlıklar yüzeyselleşir. Oysa her çocuğun en temel ihtiyacı, biryerde değerli ve önemli olduğunu hissetmektir. Sadece notlarıyla değil, varlığıyla, kimliğiyle kabul görmektir.
Eğitim kurumlarının en önemli görevi, işte bu hissi inşa etmektir. Her öğrenci için bir yer açmak… Onu dinlemek, farketmek, yüreklendirmek… Çünkü ancak kendini değerli hisseden bir birey, değer üretmeye başlar.
Aidiyet sadece bireysel değil, toplumsal da bir bağdır. Kendi dilini, kültürünü, tarihini tanıyan bir birey; yaşadığı topluma karşı da sorumluluk besler. Kendini o topraklara ait hisseder. Bu da hem bireyi hem toplumu güçlendirir.
Sonuçta eğitim, sadece bir gelecek hazırlamaz; bireyin içinde yaşadığı dünyayla bağ kurmasını sağlar. Aidiyet duygusu gelişmiş bir birey, yaşadığı yeri sahiplenir, güzelleştirmek için çaba gösterir. Sevgiyle, saygıyla, umutla…
Çünkü insan, kendini ait hissettiği yeri dönüştürür. Gerçek eğitim de tam burada başlar.
SevkanTahsinoğlu