PUSULA DERGİSİ HAZİRAN 2025 SAYISI- SAĞLIK BÖLÜMÜ

Share

ANNE SÜTÜ VE EMZİRME

Anne sütü ve doğumdan sonra gelen ilk sarı süt, bebek için çok önemlidir. Anneden İlk 5 gün içinde az miktarda salgılanan sarı renkli kolostrum (ilk süt) adını verdiğimiz anne sütü protein, vitamin ve mineral açısından zengindir. Besinsel değerinden ziyade bağışıklığa karşı koruyucu olması asıl işlevidir.

Bebeğin ilk aşısı olarak tanımladığımız kolostrum, enfeksiyonlara karşı koruyucudur. İlk gelen süt olan kolostrumun besleyici özellikleri yüksektir, bu nedenle kolostrum atılmamalıdır. Bebeğin ilk besininin kolostrum olması onun ileride mide ve bağırsak hastalığına karşı korunmasını sağlar. Daha sonrasında sütün bileşimi bazı değişikliklere uğramaya başlar.

Anne sütü, bebeğinizin hayatının ilk aylarında ihtiyaç duyduğu tüm besinleri içeren en doğal besin kaynağıdır. Bebeklerin fiziksel ve zihinsel gelişimleri için hayati önem taşır. Anne sütü, bebekler için doğal bir antibiyotik görevi görür. Bu mucizevi süt, bebeği hastalıklara karşı korur ve bebeğiniz için ilk altı ay boyunca tek başına bile yeterli olan tek besindir. Anne sütüne eş değer herhangi bir gıda veya mama yoktur. Anne sütü yüksek laktoz oranı nedeniyle tatlı ve yağ miktarı nedeniyle kremsi bir kıvamdadır.

Anne sütü bebek için en iyi, en taze, en doğal ve en temiz besindir. Bebeğin gelişimi süresince değişen ihtiyaçlarına uygun olarak sütün içeriği de değişmektedir. Anne sütü ekonomiktir, her zaman uygun sıcaklıkta ve kıvamdadır. Herhangi bir hazırlık gerektirmez ve zahmetsizdir. Anne sütünün üretimi arz-talep ilişkisine bağlıdır, ne kadar emzirilirse o kadar süt üretilir. Anne sütünün %87’sini oluşturan su, süt üretiminin artması için tüketilmesi gereken başlıca besindir.

Her annenin sütü kendi bebeğini büyütmeye yetecek kadar enerji ve besin ögesi içermektedir. Özel sebepler olmadığı takdirde anne sütü bebeğin büyümesini sağlar. Anne sütü, bileşimindeki besin öğeleri ile adeta bir sağlık deposudur. İçeriğinde bulunan protein, yağ, vitamin ve mineraller; bebeğinizin büyüme ve gelişimi için gereken her şeyi sağlar. Örneğin anne sütündeki proteinler, kolayca sindirilebilir ve bebeğinizin kas ve doku gelişimini destekler. Besinsel değerlerinin yanında anne sütü vitaminler, sindirim enzimleri, hormonlar ve bebeği hastalıklardan koruyan antikorları da barındırır. Bebeğin bağışıklık sistemini destekleyen anne sütü, bebeğin gelecekteki sağlığı üzerinde de oldukça güçlü etkilere sahiptir. Ayrıca bebeğe yararlarının yanı sıra annen için de faydalıdır.

Anne sütü, kadın vücudunda özel olarak tasarlanmış bezlerde üretilir ve depolanır. Bu bezler meme bezleri olarak adlandırılır ve her iki memede de bulunur. Meme bezleri, meme dokusunun içinde bulunan küçük yapılar ve kanallar sistemidir. Gebelik döneminin ortalarında meme dokusunun salgı bezlerinden sütün temel yapı taşlarından olan laktoz ve proteinlerin büyük kısmı üretilmeye başlanır. Gerçek anlamda anne sütü üretimi doğumdan hemen sonra olur. Doğum yapan kadında süt salgısı, doğumu izleyen 24-72 saat içerisinde başlar. Süt salgısı başlamadan önce memelerde şişlik, lokal ısı artışı, sertleşme ve hafif ağrı görülür.

Emzirme; bir annenin bebeğini anne sütü ile beslemesi, bebeğin emme refleksini kullanarak annenin memesinden süt almasıdır. Yeni doğan bebeklerin beslenmesinde en doğal ve sağlıklı yöntemdir. Emzirme gayet doğal bir olaydır. Emzirme sırasında anne, bebeğiyle göz teması

kurarak ona sevgi ve güven duygusu aşılar. Emzirme yoluyla çocuk sıcaklık, korunma duygusu, huzur gibi duyguları hisseder. Emzirmek, annenin bebeğine, bebeğin de anneye verdiği en güzel hediyedir.

Emzirme, sadece bebek için değil anne için de birçok sağlık avantajı sunar. Annenin doğum sonrası toparlanmasını hızlandırır, rahmin eski boyutuna dönmesine yardımcı olur ve doğum sonrası kanamayı azaltır. Ayrıca emziren annelerde meme ve yumurtalık kanseri riskinin azaldığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Anne rahminin eski hale dönme sürecine yardımcı olurken meme ve yumurtalık kanserine yakalanma riskini de azaltır. Emzirme döneminde başta oksitosin ve prolaktin olmak üzere hormonlar değişim halindedir ve sık sık fiziksel temas halinde olmak annenin psikolojisini olumlu yönde etkileyebilir. Anne sütü verirken anne vücudu oksitosin hormonu salgılar. Bu hormon, annede rahatlama hissi yaratır ve stresi azaltır.

Anne sütünü saklama koşulları, bu değerli besinden en yüksek oranda yararlanmak için önemlidir. Anne sütü sağıldıktan sonra hemen bebeğe verilmek zorunda değildir. Zaten süt sağma makineleri ve süt sağma pompaları, annenin bebeğin yanında olamadığı zamanlarda da bebeğin ana sütü ile beslenmesi içindir. Anne sütünü saklamak için öncelikle süt temiz bir ortamda sağılmalı ve süt saklama poşetleri, cam kavanozlar veya biberon gibi uygun kaplarda saklanmalıdır. Kapların üzerine mutlaka tarih ve sağılan saat yazılmalıdır. Sağılan anne sütü oda sıcaklığında 3 saat, buzdolabı rafında 4 oC’de 3 gün, derin dondurucuda -18 oC altında 3 ay saklanmalıdır. İçinde anne sütü olan kap, sıcak su dolu başka bir kabın içine konarak sütün ılınması sağlanıp bebeğe verilmelidir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve UNICEF, bebeklerin ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenmesini ve altı aydan sonra ise uygun ek gıdalarla birlikte emzirmenin iki yaşına kadar sürdürülmesini önermektedir.

Nagihan Aga

Comments are closed.