Çevrim içi düzenlenen toplantıda ABTTF, BTAYTD ve DEB Partisi temsilcilerinden oluşan Batı Trakya Türk heyeti, medyada Batı Trakya Türk toplumuna yönelik ayrımcılık ve hoşgörüsüzlüğü örnekleriyle dile getirdi.
Batı Trakya Türk toplumunu temsilen Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) ve Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi, 8-9 Mart 2021 tarihlerinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle çevrim içi düzenlenen “Medya Özgürlüğü ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” başlıklı Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Ek İnsani Boyut Toplantısı’na katıldı.
AGİT Dönem Başkanı İsveç, AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi ve AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi’nin (ODIHR) birlikte düzenlediği toplantıya ABTTF’yi temsilen Deniz Servantie ve Nihan Ayan, BTAYTD’yi temsilen Dr. Pervin Hayrullah ve DEB Partisi’ni temsilen Genel Koordinatör Fatih Hüseyinoğlu iştirak etti.
Toplantıya AGİT katılımcı Devletleri, sivil toplum kuruluşları, uluslararası kuruluşlar ve ulusa insan hakları kuruluşları temsilcilerinden oluşan 370’in üzerinde kişi katıldı. AGİT Dönem Başkanı İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, AGİT/ODIHR Direktörü Matteo Mecacci ve AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Teresa Ribeiro’nun açış konuşmalarıyla başlayan toplantıda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve bağımsız medyanın önemi tartışıldı.
8 Mart’taki toplumsal cinsiyet eşitliği ve ifade özgürlüğünün tartışıldığı ilk oturumda konuşan DEB Partisi, Batı Trakya Türk toplumuna mensup kadınlarının Yunanistan’da çoğunluğa mensup kadınlar ile karşılaştırıldığında daha da fazla ayrımcılığa maruz kaldıklarını aktardı. Batı Trakya Türk kadınlarının hakları ve kimliklerinin tanınması için mücadele ettiğini belirten DEB Partisi, Yunan makamlarının Batı Trakya’da isminde “Türk” kelimesi geçen kadın derneğinin kurulmasına 2001 yılından beri izin vermediğini dile getirdi.
9 Mart’taki kadın, barış ve güvenlik gündemin uygulanmasında medyanın rolünün tartışıldığı ikinci oturumda konuşan ABTTF, Batı Trakya Türk toplumunun Yunan çoğunluk medyasında nefret söyleminin hedefi olmaya devam ettiğini söyledi. Aralık 2020’de Batı Trakya Türk toplumuna mensup iş insanlarınca İskeçe Devlet Hastanesi’ne yapılan oksijen jeneratörü bağışının hakarete kadar varan boyutlarda eleştirildiğini hatırlatan ABTTF, Yunanistan’a çevrim içi ve sosyal medya platformları dahil olmak üzere medyada nefret suçuna yol açabilecek nefret söylemini tanımlayan mevcut mekanizmaları güçlendirme çağrısında bulundu.
Aynı oturumda konuşan BTAYTD, 2020 yılında Yunanistan Parlamentosu’nda Batı Trakya bölgesine ilişkin bir kalkınma komisyonunun kurulduğunu ancak buna rağmen Batı Trakya Türk toplumunu hedef alan nefret söylemi ve hatta nefret suçlarının artış gösterdiğini kaydetti. BTAYTD, Yunanistan’dan önceden çatışma ve nefret temelli saldırıları önlemek için Batı Trakya Türk toplumunun etnik Türk kimliğini tanımasını talep etti.
Her iki oturumda da yanıt hakkını kullanan Yunanistan, Yunan devletinin Batı Trakya Türk toplumuna dair resmi görüşünü tekrar ederek, Yunanistan’ın Batı Trakya’da yalnızca “Müslüman azınlığı” tanıdığını ve azınlığın medyaya erişimine olanak sağladığını iddia etti.